2021-04-09

Sınai Hakların Teminat Olarak Gösterilmesi

80’li yılların başından itibaren serbest piyasa ekonomisi ülkemizde hızlıca gelişmeye, 90’ların başında ise sermayenin serbest dolaşımı etkili olmaya, bu dönemdeki gelişmelere teknolojik ilerlemeler de eklenince ülke ekonomisi hızla büyümeye başladı.

Bu değişimin içinde firmaların kurumsallaşması, markalarına yatırım yapmaları, patent/ Ar-Ge çalışmalarına hız vermeleri katma değerli ürünlerin oluşmasına ve cirolarının büyümesine sebep oldu.

Her büyümenin kendi içinde sıkıntıları vardır. Üretim maliyetleri, kısa vadeli borçlanma maliyetlerinin yüksek olması ve her dönemin değişmeyen etkisi olan kur baskısı kârın büyüme oranları kadar yüksek seviyede büyümedi, ciro büyürken kârın büyümemesinin en büyük nedeni net işletme sermeyesinin yetersizliğidir. Bu durumda yapılacak olan şirketlerin sermaye artırmasına yönelik çalışmalar yapmaları veya borçlanmalarıdır.

Ülkemizde borçlanma denilince akla ilk gelen bankalardır. Bankalar topladıkları mevduatlardan kredi talep edenlere finansman sağlalar, bunun da kendi içinde bazı kuralları vardır.

Deloitte Türkiye Denetiz Hizmetleri Lideri Ali Çiçekli 2018 yılında Anadolu Ajansı’na verdiği bir röportajda; dünyadaki en köklü 15 firmanın 9'unun Japon olduğunu ve ülkede 1.250 yaşına kadar ulaşan şirketlerin olduğunu belirtmiş Türkiye'deki firmaların ömrünün ise 25 yıl olduğuna dikkat çekmişti.

Bankalar, ortalama ömrü 25 yıl olan firmalar için maalesef proje kredileri tahsis etmiyor. Oysa Avrupa Birliğindeki ülkelerde bankalar finansman sağlamak için projenizi hazırlayıp bankalara sunduğunuzda ödemesiz dönem de olacak şekilde uzun vadeli finansman sağlamaktadırlar.

Türkiye’de patronlar kredi alabilmek için mutlak suretle bankalara “tapu”göstermek zorundalar, en büyük projeyi yapıp bankalara sunsanız bile mutlaka “elinizde hangi tapu var, hangi tapuyu teminat vereceksiniz” sorusunu mutlaka duyacaksınızdır.

Oysa firmaların elinde çok güçlü olan ve şirketinin tapu veya bilançolarından daha büyük bir değere sahip olduğu markaları var. Türk Ticaret Kanunu; markaların teminat olarak verilebilir maddesine rağmen, bankalar bu yöntemi kullanmamaktadır. Bir gayrimenkul temininde eksper değerinin minimin %75 kadar kredi kullandırırken, markaların bu şekilde değerlendirilmemesi ekonomiye zarar vermektedir.

Marka bilinirliğini de göz önüne alırsak, birçok markayı tüketiciler unutmaz, ama o markaların sahibi olduğu şirketleri neredeyse kimse bilmez ve hatırlamaz, işin realitesine baktığımızda, markalar şirketlerden daha büyüktür.

Teminat yetersizliği durumunda firmaların markaları teminat olarak göstermeleri ve kredi kullanımında Bankalar Birliği’nin, bankalara yol göstermesi gerekmektedir.

Şirketin görünmeyen ama reelde var olan markasının bankalar tarafından görülmesinin vakti geldi.